AP Ukrayna’yı görüştü, Gazze’deki durumun görüşülmesine ise onay çıkmadı

6-9 Haziran’daki seçimlerin ardından dün ilk kez toplanan AP Genel Kurulu, 2. gününde “Ukrayna’ya destek” konulu oturum için bir araya geldi.

Başkanlığa yeniden seçilen Roberta Metsola, Ukrayna konusuna geçilmeden önce gündeme madde ekletme talebinde bulunan siyasi grupların temsilcilerine söz verdi.

Sol grup adına konuşan Portekizli Milletvekili Catarina Martins, grubunun “Gazze’deki soykırım”ın gündeme alınmasını ve bir karar tasarısının oylanmasını istediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu on binlerce ölü. Hastaneler ve okullar yıkıldı, Gazze’de açlık ve hastalık insanları öldürüyor. Sivil ve yetkililer arasında ayrım yapılmıyor. Uluslararası hukukun temel ilkeleri ihlal ediliyor. İsrail, kendisinin güvenli olarak belirlediği alanları dahi bombalıyor. Bir soykırıma tanık oluyoruz. AB’nin özel sorumluluğu var. İsrail ile ortaklık anlaşması var.

Avrupa’nın silahları ve parası da Gazze’de insanları öldürüyor. Dolayısıyla yasama organımızı güvenilir kılmak için dönemin başında, Gazze’deki duruma ilişkin bir oturuma ihtiyacımız var. Bu nedenle bu öğleden sonra gündemin bir numaralı maddesi olarak ‘Gazze’de insani ve uluslararası hukukun savunulması’ konusunu tartışmaya davet ediyorum.”

Martins’in önerisi oylandı ancak reddedildi. Oylamaya katılan 416 milletvekilinden 251’i “Gazze” konulu oturum için ret oyu verdi.

UKRAYNA’YA DESTEK

Yeni dönemin ilk oturumunda söz alan merkez eğilimli siyasi grup liderleri, AB’nin Ukrayna’ya desteğinin sürmesi gerektiğini vurgularken aşırı sağcı gruplarsa Birliğin stratejisinin değişmesi gerektiğini savundu.

AP’nin merkez eğilimli gruplarını oluşturan Avrupa Halk Partisi (EPP), Sosyalist ve Demokratlar (S&D) ve Avrupa’yı Yenile (Renew Europe) temsilcileri Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarına tepki göstererek AB’nin Ukrayna’ya desteğinin sürmesi gerektiğini vurguladı.

Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR) grubu adına söz alan Joachim Stanislaw Brudzinski, Ukrayna’nın yenilgisi halinde Rus güçlerinin vatandaşı olduğu Polonya sınırlarına dayanma riski olduğunu söyleyerek “Bunun üzerine Rusya, sınırlarımıza nükleer silahlar yerleştirecek, birliklerini artıracak ve yeni bir işgale hazır hale gelecektir.” dedi.

Bu durumun “kabul edilemez bir tehdit” olduğunu savunan Brudzinski, AB’nin elindeki tüm araçları Moskova’yı durdurmak ve Ukrayna’ya destek olmak için kullanması gerektiğini ifade etti.

AVRUPA’NIN VATANSEVERLERİ, “UKRAYNA’YA DESTEK” TASARISINA DESTEK VERMİYOR

Macaristan Başbakanı Viktor Orban öncülüğünde kurulan ve AP’deki en büyük 3. grup konumuna yerleşen Avrupa’nın Vatanseverleri isimli aşırı sağcı bloğun lideri Jordan Bardella, Rusya karşısında Ukrayna’nın desteklenmesi gerektiğini ancak bugün milletvekillerince oylanacak karar tasarısının sorunlu yanları olduğunu kaydetti.

Karar tasarısında yer alan Ukrayna’nın NATO’ya girmesine dair maddenin kendileri için sorunlu olduğunu söyleyen Bardella, “Bu durum savaşın tırmanmasına yol açabileceği gibi, ortak tarım politikasını ciddi şekilde etkileyeceği için ekonomimizin ve çiftçiliğimizin hayatta kalmasını da tehdit edecektir.” diye konuştu.

Bardella karar tasarısında Rusya’yı ziyaret etmesi nedeniyle Orban’ın kınanmasını da kabul etmediklerini belirterek “NATO’nun önemli bir ortağı olan Macaristan’ı, tartışmaları başlatmaya çalıştığı için işleri olumsuz etkilemekle suçlayamam.” dedi.

Konuşmasında AB’nin iklim politikalarını çerçeveleyen Yeşil Anlaşma’yı da eleştiren Bardella, bu doğrultuda belirlenen hedeflerin Avrupa’nın teknolojik ve savunma sanayisinin gelişmesini engellediğini savundu.

AŞIRI SAĞCI EGEMEN ULUSLARIN AVRUPASI: UKRAYNA STRATEJİMİZİ DEĞİŞTİRMELİYİZ

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin başını çektiği “Egemen Ulusların Avrupası” grubu adına konuşan Rene Aust, “Tüm Avrupa barış için can atıyor. Daha fazla silah sevkiyatı ve savunma yatırımı talep eden çeşitli görüşler 800 günü aşkın süredir barışa yol açmadı.” ifadelerini kullandı.

Savaşın başlangıcından bu yana Avrupa’dan sağlanan silah yardımının AB üyesi ülkeleri savaşa daha da yaklaştırdığı değerlendirmesini yapan Aust, “Ukrayna’da durum daha da kötüleşti ve giderek daha fazla insan ölmeye devam ediyor.” dedi.

Aust savaş meydanında daha farklı sonuçlar alınması isteniyorsa yaklaşımın değiştirilmesi gerektiğini aktararak “Eğer bir değişiklik yapmak istiyorsak stratejimizi değiştirmeliyiz. Şu an değişim için doğru zaman. Bu nedenle Sayın Orban’a minnettarım.” diye konuştu.

Orban’ın “sorumluluk aldığını” söyleyen Aust, Macar liderin AB dönem başkanlığını devraldıktan sonra gerçekleştirdiği Ukrayna, Rusya, Çin ve ABD ziyaretlerine ilişkin şunları kaydetti:

“Demokratik bir toplumda siyasi liderlik, muhalefet olsa bile doğru olanı savunmak anlamına gelir. Bu, sadece rahat ve popüler yolu seçmek değildir. Doğru olanı yapmak ve bunu popüler hale getirmektir. Doğru olan şey, stratejiyi değiştirmek ve çok zor ve zaman alıcı olsa bile barış görüşmelerine başlamamızı sağlamak için baskı yapmaktır.”

Aust’un 1974-1982 yıllarında Almanya Başbakanı olarak görev yapan ve gençliğinde Hitler Gençliği isimli toplulukta grup lideri olduğu bilinen Helmut Schmidt’in, “Bir dakika ateş etmektense saatlerce müzakere etmek daha iyidir.” sözünü alıntı yapması dikkati çekti.

Milletvekilleri, AB’nin Ukrayna’ya desteğinin devam edeceğinin bildirildiği karar tasarısını gün içerisinde oylayacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir